Sıradan bir kız olmadığımı doğduğum günden beri biliyordum.Tek sorun fakir ve cahil bir aileden gelmemdi..Sıradan arkadaşlarım,sıradan bir okulum ve sıradan bir hayatım vardı halbu ki gösterişli yaşam tarzları beni çok etkilerdi ve onlara inanılmaz derece de özenirdim.Yapacak hiç bir şeyim yoktu bu yüzden gönlümü gün eder ve okulumda peşimde koşan her gerizekalı ile eğlenirdim ama bir gün işler değişmişti,annem ve babam beni iyi bir eğitim için zengin bir uzak akrabamıza Londra'ya göndermeye karar vermişti.Taşradan kurtulduğum için inanılmaz mutluydum bu bana bahşedilen en,en büyük mutluluktu!
Londra'ya gittiğimde her gece ayrı bir yatakta uyanıyordum ihtiras,para,erkekler,eğlence bunlar benim vazgeçilmezlerimdi! Annemlere her mektubumda burada işlerin yolunda olduğunu iyi bir öğretmen olacağımı yakında da uzak akrabamız Elizabeth'in kuzeni ile evleneceğimi yazıyordum gönülleri hoşnuttu.Ben iyi bir öğretmen,kocasına sadık ahlaklı bir kadın olarak hayatımı devam ettirecektim onların duymak istedikleri bunlardı.. benimse asla yapmak istemediklerim... Bir gece her zaman takıldığım bardan eve dönerken izlendiğimin farkındaydım hah kimbilir hangi sokak serserisi peşime takılmıştı? Ona davetkar bir bakış atmak için arkamı döndüğümde peşimdekinin bir iz sürücü olduğunu farketmiştim.Aman ne süper! ''Sıra bende mi?'' dedim sert bir ses tonu ile,seçme şansım yoktu biliyordum ve o günden beri burdayım .
İyiliksever güçsüz bir kadını Tanrıçam olarak seçiceğime güçlü ve cazibeli bir erkeği Tanrım olarak seçmem gerektiğine inandığımdan beri de yüce Kalona'nın izinde ilerliyorum...