Ad-Soyad : Keiko Kitagawa
Yaş: 17
Hayat Hikayesi (RP) :
Kökenim Asyanın doğusundan,Japonya'nın küçük bir semtinden gelsede görünüşüm dışında kimse bunu ispat edemezdi.Doğduğumdan beri buradayım-aslında burada doğdum- ve sadece iki yılda bir büyükannem ile büyükbabamı ziyarete Japonya'ya giderdim. Babam öldüğünde kısa bir süreliğine oraya taşınma durumumuzdan sonra ana dilimi iyice öğrenmiş olan ben,geri döndüğümde eski aksanımı kazanmakta biraz zorluk yaşayacaktım. Bunun dışında, partilerle arası olmayan,küçük,şirin ve hoş gözükmeye çalışan Asya'lı küçük Keiko'ydum.Uzun kahverengi saçlarım japon tarzı iri gözlerimi tamamlayacak renkteydi.Ve yine soyuma has minyonluğumda vardı.Ailemdeki herkes birbirine benziyordu zaten...Oh,büyükannem hariç...Tek farkı,saçlarının beyaz ve cildinin biz pürüssüzlere göre kırış kırış oluşuydu ki,hala eski tatlılığını yitirmiş değil...
Ama yinede,ben,Küçük İndia'lı misali hep "Yabancı küçük kız" muamelesi görmüştüm...Kimse beni incitmek istemiyor,burada doğmama rağmen kelimeleri anlayabilmem için özenle seçiyordu.Tanrım! -<<Tanrıçam daha uygun olacak sanırım- Nyx'e birdahaki ritüelde beni bu işkenceden kurtardığı için mutlaka teşekkür etmeliyim...Herneyse, İşaretlenmeden önce buna hep tepkim, "Ah,tanrım..Lanet olsun,artık şu küçük Asya'lı kızın büyüdüğünü anlayın!" şeklinde olurdu...Şimdi ise, sadece " Bu küçük kız Nyx tarafından kutsandı ve himayesine alındı..." diye düşünüyorum...
Fakat annem işaretlenmemden dolayı olan korkusunu benden gizleme zahmeti göstermedi [keşke lavanta bahçesi olan bir büyükannem olsaydı,fakat ne yazıkki sadece annemi bir nebze sakinleştirmeye çalışan,ama aslında onunda benden korktuğunu bildiğim bir büyükanneye sahiptim.Trajik,değil mi?] ...Daha çok sakin gözükmeye çalıştı,fakat korktuğunu anlamıştım...Küçük bir not ile evden ayrılınca kimbilir ne kadar üzülmüştür! Gerçi şimdi bile,ziyaretlerde,korktuğunu daha iyi anlayabiliyorum..Ama yinede hala beni seviyor olduğunu bilmem harika bir duygu...
Gece evine geldiğimde, "Hey,siz uzun boylular! Kafanızı eğip aydan kopan [eskiden güneşten koptuğunu sanan] şu endama bakın! Bu küçük nur tanesinin kendini şirin bir köpek yavrusu gibi değil,buradaki herkes gibi biri olduğunu kanıtlama vakti geldi...Belkide bazılarından daha iyi..." demek yerine, bunu davranışlarımla hallettim.Tamam,o kadar süredir belki biraz uzamış olabilirim,ama Tanrıça'nın bana dokunmasından beri hiç olmadığım kadar sosyal ve güzelim... Bu kesinlikle bir vampir ayrıcalığı! [Ah,hadi ama...Bu küçük kan emici kedi manyağı tipler sandığınız şahsiyetlerin olağanüstü güzel ve alabildiğine çekici zarafetleri olduklarını bilmeyen yoktur... -Bunun için bile vampir olunur-]
Herneyse, bu Küçük Asya Kızı hırs yaparak Tanrıça'nın dokunuşuna layık olmaya çalıştı,halada çalışıyor...Amacı annesinin güvenini kazanmaktı,yeniden...Sadece şu ana kadar kendisinden tek bir ısırık dahi almak istemediğim de dahil!... - Şu İnce beyaz derisinin altındaki yeşil damarlardan pompalanan kırmızı kanı görmem hariç [Ah, tabii ki...Ben bir vampirim, değil mi?] ... -