Jack McCartney
Mesaj Sayısı : 19 Kayıt tarihi : 06/01/10
Kişi sayfası Değişim: (50/100) Vampir gücü: (60/100) Sağlık: (100/100)
| Konu: Jack McCartney Çarş. Ocak 06, 2010 10:56 pm | |
| Derse geç kalmıştım. Beni asıl korkutan biricik derslerimi kaçırmak değil; Bayan Williams'ın bitmek bilmeyen çenesiydi. Koşarak okula doğru ilerliyordum. Sokaklar bomboştu. İçimde tuhaf bir duygu vardı. İnsanın içini yiyip bitiren ekşi endişe ve sokakların ıssızlığıyla mükemmel uyumlu olarak acı bir korku. Okuluma giden köşeyi döndüğümde önüme bir kadın çıktı. Uzun boylu ve cılızdı. Siyah dalgalı saçları birbirine girmiş, boynundan sırtına kadar ince bir kesik vardı. Kesik, o kadar önemli görünmüyordu. Kanaması bile ilginçti ama kesiği bu kadar esrarengiz kılan kanın rengiydi. Siyaha yakın bir tonu vardı. Sanırım beni farketmemişti ki geriye doğru attığı tek adımla ayağıma bastı. Önüne baksana! diye bağırdım. Hey, sessiz ol. İki dakikalığına ve olduğun yerde kal. dedi ve önüme geçip geldiği yöne doğru bakmaya devam etti. Kanaması git gide artıyordu. Doktorluk taslamayı sevmem ama incecik bir kesikten bu kadar kan çıkması ilginç bir olaydı. Sen iyi misin? diye sordum. O da sadece"evet" dercesine başını ağır ağır salladı. Sessiz sokaklar git gide can sıkıcı bir hal alıyordu. Aramızdaki sessizliği sadece sert yapmur damlalarının etrafa çarpmasından çıkan sesler bozuyordu. Bir anda kadın iki büklüm oldu. Sırtının bükülmesi koyu kanının daha da hızlı akmasını sağlamıştı. Parçalanmış tişörtü artık tamamiyle kana bulanmıştı. Bir çırpıda önüne geçtim. Omuzlarından tuttum. Omuzları buz gibiydi. Hatta buz bile çıplak teninin soğukluğu yanında sıcak kalırdı. İyi misin? diye bağırdım güçlü ellerimle onu sarsmaya çalışarak. "Git artık. Bekleme koş!" dedi. "Seni hiçbir yere bırakmıyorum." dedim. "Yardım edecek hiç kimse yok mu?!" diye bağırdım. İnsanları görmeye tahammül edemediğim gün çevremde yığınla insan olurdu. Şimdi onlara ihtiyacım varken yoklar. Tekrar bağırdım ama fayda etmedi. Yollarda kendini rüzgara kaptırmış sürüklenen yapraklardan başka hiç bir şey yoktu."Git, iz sürücünün seni yakalamasına izin verme!" diye tısladı kadın.
O anda bir kadın yanımızda belirdi.
Gözleri simsiyahtı. Gerçekten, hiç beyazlık yoktu. Uzun, sarı saçlarını gererek at kuyruğu yapmıştı. Teni bir ölününki gibi bembeyazdı. Gözlerinin altı ve dudak kenarları mosmordu. Yüzünde iğrenç bir gülümsedi. Dişleri... Bir insanın dişlerinin iki katı uzunluğunda köpek dişleri vardı. Önümdeki adama bakışlarından aşağılayıcı bir tavır seli akıyordu. Kafasını bana doğru çevirdi. Daha sonra önümdeki adama parmağını dayadı. Adam iyice çığlık atmaya başladı. Otomatik olarak adamdan geri çekildim. "Hayır onu alamayacaksın!" diye bağırdı iç acıtıcı çığlıklarının arasından. Kadın gülümsedi. "Artık çok geç." dedi. Kadın yere yığıldı. Artık nefes almıyordu. Yere çöktüm ve kadının yüzüne baktım. Kadınların benim için kavga etmesine başka zaman bayılabilirdim. Ama şimdi? Asla. Kadın benim yanıma eğildi. Uzun tırnağını boynuma doğru tuttu. "Canın acımayacak." dedi. Ben ne olduğunu anladığımda iğrenç parmağını alnımla buluşmuştu. İşaretlenmiştim. Artık bir vampirdim.
| |
|
Zoey Redbird Yüksek Rahibe
Mesaj Sayısı : 361 Kayıt tarihi : 10/10/09
Kişi sayfası Değişim: (100/100) Vampir gücü: (500/500) Sağlık: (100/100)
| |