Oda No : 2

İkimiz de birbirinden dengesiz hareketler yaparken kahkahalar atmak gelmişti içimden. Uzun zamandır birinin yanında [Keiko elbette hariç] bu kadar rahat hissetmiyordum. Arkadaşların nasıl olduklarını unutmuşum...

"Hadi yemekhaneye inelim. Acikmissindir."

Tam 'ahh ben aç değilim' diyecekken karnımın utanç verici bir şekilde guruldadığını hissettim. Umm.. Peki belki açımdır..

"Ah elbette. Ölüyorum açlıktan."

Peki peki, açlıktan ölmüyorum ama bir şeyleri abartmayı seviyorum işte. Bana komik ve samimi geliyor böyle abartılar. Yüzüme hapşırıp duran Mia-chan'ı kucağımdan indirdim ve kapıyı açtım. Önce Can'in odadan çıkmasını bekledim ve hemen ardından da kendim çıktım. Mia-chan ise benim peşimden -ayaklarımın arasında dolanarak- geliyordu. Ah... Bu kedi bensiz bir an bile duramayacak mı? İç geçirdim ve Mia-chan'ı tekrar kucağıma aldım. Zira ayaklarımın altında dolanırken kuyruğuna basmayı - ve bunun ardından okkalı bir pençe saldırısına uğramak- istemiyordum. Yüzümde yeni bir arkadaş edinmiş olmanın verdiği zafer dolu gülümsemeyle yemekhaneye doğru yürümeye balşadım Can'in yanında.

out: çok kısa oldu. Gomen =(

Odaya girdim ve gozyaslarimin arasindan anca vakit bulup kendimi yatagima attim. Shou ile cok iyi arkadas olabilirdim ve beni kabullenirdi her halimle. Keiko ise bu kadar uzulmez ve yasadiklarimi yasamazdi... Kan canagina dondugune emin oldugum mavi gozlerimi Shou'nun yatagina diktim ve her zaman yataginin ustunde duran Keiko'nun resmini goremeyince bir posta daha agladim. Giysileri ve esyalari yoktu... Hepsini bu kadar cabuk alip goturmuslerdi. Degeri bu muydu bir caylagin?! Adaletinden suphe ettigim Nyx nedense hep bunu yapiyordu. Siliyordu birseyleri. Once Nia'yi kaybettim ve simdide cok sevdigim bir dostum olan Shou'yu. Nyx'e sesleniyorum:
Yaptigin dogru degil Nyx! Herkesi bir kalemde silme gucunun olmasi bunu kullanman anlamina gelmez! Nia'mi kaybettim ve simdide Shou'yu kaybediyorum! Benim zaten dunyami basima yiktin peki ya Keiko'yu hic dusunmedin mi?! Senin adaletin bu ise adalet olmaz olsun Nyx! Sana tapiyoruz ve sana inaniyoruz. Karsiliginda ise bizi oyuncakarinmis gibi yok ediyorsun! Umarim bu yakarislarimi duyarsin da Shou'yu geri getirirsin Keiko'suna. Eger bunu yapmazsan Keiko'nun cekecegi aciyi dusun Nyx. Sana yalvaririm onu Keiko icin geri getir...
Nyx'ten bir ses ya da bir goruntu beklemem sacma olur ama bekliyorum iste. Gelmiyordu goruntu... Ben de Keiko'ya bakmak istedim ve odasinin yolunu tutmadan once son bir defa Nyx'e seslenmek istedim. Tam birseyler soyleyecek iken Keiko'nun daha onemli oldugunu hatirladim ve Shou'nun son sozu uzerine kosup Keiko'nun odasinin yerini buldum.

Aklımca onca şey vardı ki, hangi birini düşünmeliyim bilmiyorum. Ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yok açıkçası. Henüz yeni kırmızı çaylak oldum ve bu konudaki derslerin hiç birini dinlemedim. [Ah evet biliyorum, ben gayet kötü bir öğrenciyim.] Belki de bir kaç kitaba göz atmanın zamanı artık gelmiştir ha? Acaba hangi derste anlatılıyordu bu konu? Ah lanet olsun! Cidden hiç bir fikrim yok. Neyse bulurum elbet...

Her zaman ki dağınık odamla karşılaşmayı beklerken içeride bir de bir kız görünce şaşırdım. İki adım geriye atıp doğru odaya geldiğimden emin olmak için oda numarasına baktım. Uhm... Odam benim haberim olmadan başka bir yere falan mı taşındı? Tedirgin bir tonla konuşmaya başladım.

"Selam?"

Ah pekala... Kabul ediyorum ki pek akıllıca bir başlangıç olmadı. Ancak aklımda çalan tehlike çanları yüzünden ne dediğimin farkında değildim ki! Ya yüksek rahibelerden biri gelip de onu odada görürse? Benim de başım yanar açıkçası. Onu bırak ya Keiko görürse?! Ah hayatım kesinlikle ve kesinlikle kayar! Büyük ihtimalle önce kızar, bağırır çağırır. Sonra da yüzüme bile bakmaz. Daha kötü ne olabilir ki? O melek yüzünü benden esirgemesinden büyük nasıl bir ceza verebilir ki bana? Evet bu tek kelimeyle imkansız...

out: Ah çok üzgünüm kısa oldu =/

Rp out : Bence rp'nin uzunluğu çok iyi daha fazlasını kaldıramazdım

out: keiko ile diğer rplerimi görseydin kafayı yerdin herhalde
in:
Kızın yüzünde endişeden eser olmaması beni şaşırtmıştı. Bu kız cidden kafayı yemiş olmalı.

''Odanda bulunduğum için özür dilerim ama biraz fazla meraklıyım.Kuralları çiğneyecek kadar..''

Yüzündeki gülümsemenin karşısında oluşan gülümsememi saklamadım. Gözlerimin içine bakarak konuşması bende samimi bir his uyandırmıştı. Yüzümdeki gülümseme biraz daha yayıldı suratıma.

''Adım Jane... Jane Arthur''

'Jane' diye tekrar ettim içimden. Ve birden içimde bir merak filizlendi. Acaba benim üstümdeki ilk izlenimi nasıl olmuştu? Sinirli, gururlu, sevecen, samimi, heyecanlı, sabırlı ve nice nitelikten hangisine yakıştırmıştı beni? Hangi kalıba sığdırdı beni acaba? İçimdeki duygu karmaşasından hangisini çekip çıkarttı ve ona göre giydirdi beni usunun derinliklerinde? Kim bilir? Eh, yakında anlarız elbet. Ama bu benim için o kadar önem arz ediyor ki.

Kendimi tanımaya çalışıyorum bazen. Ama her zaman karşıma dört tane ben çıkıyor. İnsanların gözündeki ben, olmak istediğim ben, kendi gözümdeki ben ve hakikat ben. Hepsini aynı kaba koymaya çalışıyorum, aynı şekilde olsunlar istiyorum ama ya biri uzun oluyor ya da öbürü dar. Bu yüzden ilerdeki hamlemin ne olacağını kendim bile kestiremiyorum ya... Hangi bene göre hareket etmeye çalışsam öbürü bağırıyor. Aklım karışıyor. 'Ben olsaydım ne yapardım?' gibi saçma bir düşünceyle dağılıyor tüm sinirim. Bunun kötü bir şey olduğunu söyleyemem elbet, sinirle kalkan zararla oturur derler ya; ben sinirle kalkınca başkasına zarar vermeden oturamıyorum bir türlü. Bu da kalbimi binbir parçaya bölüyor. Hak etsin veya etmesin insanları kırmayı sevmem. Bu yüzden şu yaşıma kadar arkadaş edinmekte kaçındım ya...

Heeeey hoop Shou'nun bir sahibi var, dipnot düşeyim dedimxD...

out: O zaman gözlerimizi açıp rplerindeki özgür iradelerine bakalım.. İkimizinde özgür iradesi birbirimizin adını haykırıyor sonuçta...

out: sakin olun bayanlar ben ikinize de yeterim şaka şaka keiko-chan ^^ gözüm senden başkasını görür mü hiç? sen bana güvenmiyor musun yoksa??

Rp out : Aşk olsun Keiko..Unutma ki bu sadece bir oyun . (: Herşey olabilir,herkes istediğini yapabilir vs. vs. (:

out: Sevgili Jane[çokmu mektupvari oldu buxD]

Belli bir kurgunun ve olağan şeylerin dışına çıkmadıkça tabii ki herkes istediğini yapabilir. O senin özgür iradene bağlı olan birşey^^;

Kötü bir tanışma faslının ardından adımı yeterince duygun zaten[ugh..>.>] Yinede ben Keiko demek geldi içimden. Size iyi rpler, ilk yazdığım out'u da tartışma amaçlı değil espriyle karışık küçük bir dipnot olduğunu eklemek isterim^^

out:Ah ikiz temem sakin ol bak deli etme beni seme'yi ben alırım yaoi rpg'de haa <.< [tehdite gel xD]
in:
Yüzündeki sinsi ifadeyi yok saydım ve ona karşı gülümsemeye devam ettim.

''Keiko ilk kez adını senden duyuyorum...''

[0.o] Ha? Ciddi mi bu kız? Ah pekala. Buraya geleli 3 saat bile olduysa eminim dedikodular kulağına gitmiştir. Öhüm... Yüzümdeki aptal ifadeyi silmek için bayağı uğraşmam gerekse de sonunda başardığıma inanıyorum.

''Benim de anlatmaya değecek bir hayatım yok Londra'da gezip tozup eğlenirken birden kendimi burda buldum''

"Ahahahahahahaahah!!"

Kahkahamı içimde tutamamıştım işte ne yapayım? Uzun zamandır [Keiko'nun yanında değilken] böyle içten ve mutluluk dolu bir kahkaha atmamıştım. Hey! İyi geldi aslında. Ah cidden... Kahkaha atmamı sağlayan kaslarım paslanacakmış neredeyse[<.<'].