Vampir Edebiyatı Sınıfı

'Sen' kelimesini genel olarak kullanmıştım benXD Biz tüm çaylaklar, o barı doldurana kadar çolukçocuk sahibi oluruz herhalde

Yanlış anlama AzaZeL, ciddiyim, baksana benim barımda yarısındaxD

Ohhoooo...
Çolukçocuk sahibi oldunuz sayılır xD.

Yanlış anlamıyorum Keiko. Ama unutma acele işe Kalona karışır..

? O.o Na-na-na-nası yani? Burada kimden bahsedioruz? İğneleme mi var, ima mıxD Çabuk, çabuk anlatxD yolu yarıladınızda ne demek oluyor[eheheh.. kendi eklemelerimle aklımdan geçenleri iyice anlamışsındır sanırım..] Düşündüğümden bahsetmediğini söyle, hadi ama! Öyle olmadığını söyle...xDxD


@AzaZeL

Ben kalonanın tarafında sayılırım artık, o yüzden no problem!xD

Eheheh. Sevdim bunu.
Her neyse.
Derse bile girmeyen profesörün sayfasını popüler etmeyin. Anladınız siz onu xD

Oooppsss.. Söyleyeyim ben bunu kuzenexD bu arada cidden, demin neden bahsettin, meraktan ölüyorumxD

Kuzen?
Ha?
RP'lerinizden bahsediyorum. xD

Bizim çok değişik kurgulu rplerimiz var canım, şimdi , yani, öhüm..xD Neyse, genel olarak baktığında, pek çatlak yok sanırımxD

Profesör 'Konumuz, Shakespeare...' dedi. Bütün sınıf homurdanmaya başlamıştı.Ben haricinde, ben Shakespeare'i severim. Dünyanın en iyi tiyatro yazarlarından.Özellikle sonelerine bayılıyordum. Neydi o? 18. sone...İşte onu çok seviyordum.Ve korkuyorum adlı şiiri. Profesör rol yaparak Shakespeare'in Romeo ve Juliet adlı tiyatrosundan alıntılar yapıyordu.
'Tüm göklerin en güzel yıldızlarından ikisi,
yalvarıyorlar onun gözlerine işleri olduğundan:
biz dönünceye dek siz parıldayın diye.
gözleri gökte olsaydı, yıldızlar da onun yüzünde;
utandırdı yıldızları yanaklarının parlaklığı.
gün ışığının kandili utandırdığı gibi tıpkı.
öyle parlak bir ışık çağlayanı olurdu ki gözleri gökte
gece bitti sanarak kuşlar cıvıldaşırdı.

Asaletim sadece aşkının tapınağına girdiğimde olacak içimde. Bir gün yıkılırsa bedenin başka ülkelerin çamurlu evlerinde: Bil ki bütün denizleri ayaklarına dökeceğim.Senin dudaklarınla, dudaklarım günahtan arındı.

Öyleyse ver bana günahımı geri.?
Savaşır gözlerimle gönlüm öldüresiye
Senin güzelliğinin ganimeti yüzünden:
Gözüm kovar gönlümü seni görmesin diye,
Gönlüm ister gözüme pay vermemek yüzünden.
Gönlüm bildirir senin orada yattığını
Öyle bir hücredeki giremez billur gözler;
Gözüm inkara kalkar gönlün anlattığını,
Güzel yüzünün ona sığındığını söyler.
Gönlü dinleyip karar vermek için toplanır
Düşünceler kurulu:soruşturur hakçası
Kurulun yargısıyla bir karara bağlanır
Seven gözün payıyla duyan gönlün parçası..

Şiddetle başlayan hazlar şiddetle son bulurlar.. Ölümleri olur zaferleri.. Öpüşürken yanıp tututşan ateşle barut gibi..'

Son kıtada kıkırdamaktan kendimi alamadım.Büyülenmiş gözlerle profesöre bakıyordum.O kadar inandırıcıydı ki. Elimi kaldırdım 'Profesör izin verirseniz Shakespeare'den bir sone okumak istiyorum.' Profesör şaşırmış bir ifadeyle baktı.İçimden evet dedim bu kızıl kafanın içinde bir beyin var.'Elbette.Mutluluk duyarım.' dedi.Gülümsedim ve tahtaya kalktım 'Okumak istediğim Shakespeare'in 18. sonesi;
Seni bir yaz gününe benzetsem de az gelir,
Yaklaşamaz sıcaklığına, yanaşamaz yakınlığına;
Hırçın rüzgâr güzelim Mayıs tomurcuklarını titretir,
Aldanmasın kimse yaz günlerinin sahte uzunluğuna;
Bazen çok parlasa da gökyüzünün gözü,
Pek görülür altın teninin bakıra çaldığı;
Akça pakçadır ama solmaya yazgılıdır özü,
Küser şansına, nankör doğanın elinden aldığı;
Oysa senin sonsuz yazın asla solmayacak,
Ne de bu soylu endamın ışıltısı, boynunda;
Ölüm seni gölgesinde yürümeye çelmeyecek,
Büyürken sonsuzluğa uzanan dizelerin koynunda;
Dünya döndükçe ve ışık gördükçe şu gözler,
Yaşayacak hep ve sana hayat verecek bu sözler.'
Soneyi bitirdiğimde profesöre baktım.Onaylıyan gözlerle beni süzüyordu 'Nasıldı efendim.' dedim utangaç bir ifadeyle 'Çok başarılı, beni gerçekten şaşırttın.Yerine geçebilirsin.' dedi.Kendimden emin adımlarla sırama yürüdüm.Bu sefer kambur oturmadım, dik ve kendimden emin bir şekilde oturdum...